İşverenin Çalışana Borç Vermesi
İşverenin Çalışana Borç Vermesi Nedir? Çalışana Borç Verirken Nelere Dikkat Edilmelidir?
İşverenin çalışana borç vermesi, çalışanın banka yerine işverenden borç alması iş ilişkisinde sık karşılaşılan bir durumdur.
Öncelikle eğer çalışan bankadan borç alabiliyor ise, kredi kullanabiliyor ise bunu yapmasını tavsiye etmek gerekir.
İşveren bir banker değildir, ayrıca, hiçbir surette de borç verdiği paraya faiz yürütemez, aksi takdirde kazanç sağlama amacı gütmüş olur ki, bu da Türk Ceza Kanunu bakımından Tefecilik suçunu oluşturur.
Çalışanına borç veren hiçbir işverenin tefeci olduğunu düşünmüyoruz, ne var ki faiz talep edilmesi, durumu bu hale getirmekte ve istenilmeyen sonuçlara yol açabilmektedir.
İşveren çalışana döviz üzerinden de borç verebilir. Faiz yürütülmediği sürece, bu tür uygulamalarda sorun bulunmamaktadır.
Uygulamada borç verildiği ve teminat senedi alındığı görülmektedir. Ancak, bu senedin tutarını ve verilen borç miktarını gösteren bir sözleşme kullanılmamaktadır. Bu sözleşmenin kullanılmaması bahsettiğimiz faiz alınması iddiası riskini artırmaktadır.
Çalışana borç vermek için uygulamada sık karşılaşılan bir durum da iş akdini feshetmek ve kıdem tazminatı ödemektir.
Ancak, mevzuatta kıdem avansı diye bir hüküm ve uygulama bulunmamaktadır. Bu yönde yapılan uygulamaların tartışmalara yol açacağı, iş akdinin gerçek anlamda feshinde kıdem ödenmiş sayılmayacağı, normal olarak ve tüm hesaplanan hizmet süresini kapsayan kıdem tazminatından daha evvel ödenen kısmın mahsup edileceği ve uygulanacak faizin yasal faiz olacağını unutmayınız.
Bu uygulamanın diğer bir sakıncası da, kıdemini alan çalışanın bir süre sonra işi bırakıp gidebileceği endişesi ile çalışana bir senet (bono) imzalatılması ve çalışan üzerinde bir baskı uygulanmaya çalışılmasıdır. İş akdi sona erdikten sonra bir yıl içinde anılan senedin baskı altında imzalandığı ve geçersizliği iddia edilebilecektir.
İş İlişkisi içinde borç alıp verme dışında çalışandan bu şekilde senetler alınması olsa olsa, çalışanın iş akdinin sona ermesinde ödemesi gerekecek kalemlere(eğitim bedeli, cezai şart) vs olabileceğinden, bu tür bonoların eğer iş sözleşmesinde bu hükümler de yok ise, bononun sadece borç verme için kullanılmış olması ihtimalini zaten yükseltmektedir.
İşte hem borç vermiş hem kıdem tazminatı ödemiş olmanız zaten birbiriyle çelişen uygulamalar olacaktır. Uygulamanın çelişmemesi için de kıdem üzerinden borç verdiğiniz için kapıldığınız endişeyi kaldırmak adına yaptığınız senet uygulamasını çelişkisiz hale getirmek üzere bir kez daha aynı bedeli çalışana ödemiş görünmeniz bunun için bankadan ikinci kez yaptığınız ödemeyi gerçekte çalışana vermeyeceğiniz için, bu paranın yeniden kayıt dışı bir şekilde işverene geri dönmesi veya patronun cebine kayıtdışı para ödenmesi gibi sonuçları da beraberinde getirmekte, cazip gibi görülebilmektedir. Ancak, alınan senet ve verilmediği halde verilmiş gibi gösterilen borç (bu bedel çoğu kez döviz gibi gösterilmektedir) işveren ile çalışan arasında çıkabilecek ihtilaflarda açıklanması, ispatı ve açıklanması daha çok işverenden beklenecek uygulamalar olarak görülmektedir.
Unutmayınız, genel kabul işçi zayıf taraftır, işçiyi korumak gerekir. İşçi aldığı borç karşılığında senet verebilir, bu senet bedelini de işten ayrılırken ödeyeceğim diyebilir. Ancak, işten ayrılma tarihi bilinmeyen bir işçinin, süresiz bir vade ile borç almış olması, hayatın olağan akışına aykırıdır.
İşverenin Çalışana Borç Vermesi İşlemleri Nasıl Yapılır?
İşverenin Çalışana borç vermeye karar vermesiyle süreç başlar.
Prosedür Adımları:
1. Verilecek borç miktarını, faizsiz olduğunu ve ödeme vadesini içeren basit bir ödünç verme sözleşmesi hazırlanarak çalışana imzalatılır. Almayı tercih ediyor iseniz aynı koşulları içeren bir kambiyo senedi(bono) da kullanılabilir. Ancak, sözleşmeye bononun teminat amaçlı olduğunu ve tüm bilgilerini belirterek eşleştirmeniz gerekir. (Örnekler, Ödünç sözleşmesi, bedeli para olan teminat bonosu örneği)
Ödeme şekline göre, çalışandan maaştan kesinti şekline dair yazılı muvafakat alınız.(maaştan kesinti yapılmasına dair muvafakat)
2. Borç vereceğiniz parayı mutlaka bankadan ödeyiniz ve açıklamasını da doğru ifadeler ile belirtiniz.
3. Ödeme vadelerine göre kesintileri yaparak maaşını buna göre ödeyiniz.
4. Geri ödemeler tamamlandıktan sonra, çalışanın senedini iptal ederek iade ediniz, teslim ettiğinize dair tutanak yapınız.
Ayrıca, borç verilen bedelin tümünün ödendiği, işveren olarak yaptığınız kesintilerin de sadece bu ödemeler kadar olduğuna dair ibra alınız.(Ref. İşin Devamı Sırasında İbra Alma ,Örnekler, ödünç sözleşmesi ibra)
İşverenin Çalışana Borç Vermesi Prosedürü
Mevzuat
1- 6098 sayılı Borçlar Kanunu:
Tüketim Ödüncü
Madde 386- Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir.
Hükümleri
Madde 387- Ticari olmayan tüketim ödüncü sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmış olmadıkça faiz istenemez.
Ticari tüketim ödüncü sözleşmesinde, taraflarca kararlaştırılmamış olsa bile faiz istenebilir.
Faize ilişkin özel kurallar
Madde 388- Tüketim ödüncü sözleşmesinde faiz oranı belirlenmemişse, kural olarak ödünç alma zamanında ve yerinde o tür ödünçlerde geçerli olan faiz oranı uygulanır.
Sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, belirlenen faiz, yıllık olarak ödenir.
Faizin anaparaya eklenerek birlikte yeniden faiz yürütülmesi kararlaştırılamaz.
Zamanaşımı
Madde 389- Ödünç alanın, ödünç konusunun teslimine ve ödünç verenin de bu şeyin teslim alınmasına ilişkin istemleri, diğer tarafın bu konuda temerrüde düşmesinden başlayarak altı ayın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Ödünç alanın ödeme güçsüzlüğü
Madde 390- Ödünç alan, ödünç sözleşmesinin kurulmasından sonra ödeme güçsüzlüğüne düşerse ödünç veren, ödünç konusunun tesliminden kaçınabilir.
Ödünç veren, ödünç alanın sözleşmenin kurulmasından önce ödeme güçsüzlüğüne düşmüş olduğunu daha sonra öğrenmişse, aynı hakka sahiptir.
Para yerine verilen şeyler
Madde 391- Ödünç alana, sözleşmede kararlaştırılan para yerine, kıymetli evrak veya ticari mallar verilirse, borcun tutarı, bunların teslim zamanı ve yerindeki borsa ya da piyasa değeri üzerinden hesaplanır; aksine yapılan sözleşme geçersizdir.
Geri verme zamanı
MADDE 392- Ödüncün geri verilmesi konusunda belirli bir gün ya da bildirim süresi veya borcun geri istendiği anda muaccel olacağı kararlaştırılmamışsa ödünç alan, ilk istemden başlayarak altı hafta geçmedikçe ödüncü geri vermekle yükümlü değildir.
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu:
Tefecilik
Madde 241- (1) Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 242- (1) Bu bölümde yer alan suçların işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.