İşçinin İşyerine Verdiği Zararlarda Uygulanacak Prosedür
İşçinin İşyerine Verdiği Zararlar Nelerdir?
Açıklama ve Uyarılar
Çalışma ilişkisi sırasında işçiler yapılan iş dolayısıyla gerek işyerine gerekse işveren yahut üçüncü kişilere maddi veya manevi zararlar verebilmektedirler.
Özellikle eczacılık gibi üçüncü kişilerle ilişkilerin yoğun olduğu sektörlerde risk fazladır. Eczacı, kanunen emri altında çalışanların üçüncü kişilere zarar vermemesini sağlamak adına gereken bütün dikkat, denetim ve özeni yerine getirilmekle yükümlü olup emri altında çalışanların üçüncü kişilere verdiği zararlardan kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın sorumlu kabul edilmektedir. (TBK m. 66) Zarar, çalışma faaliyetleri kapsamında eczanedeki eksiklik (örn. makine, teçhizat veya araç-gereçlerin bakımının yapılmaması ya da yoğun kullanımı, personel eksikliği, aşırı iş yükü vs.) nedeniyle ortaya çıkmış ise çalışanların hatalı veya kusurlu olması aranmaksızın eczacı kusuru olmasa dahi organizasyondaki (çalışma düzenindeki) bozukluğun sebep olduğu zararlardan sorumludur. (TBK m. 66/3). Zarara uğrayan, maddi ve manevi zararını doğrudan eczacıdan tazmin etmektedir.
Bu sorumluluktan kurtulmanın tek yolu çalışanların seçiminde, çalışma düzeninin oluşturulmasında, denetimlerinde gerekli özeni gösterdiğini kanıtlamaktır. Bu nedenle eczacılar çalışanlarının işe alımında mesleki yeterliliklerini belgeleriyle sorgulamalı, çalıştırdığı kişiye talimat verirken işin niteliğine göre çalışana bilgilendirmede bulunmalı, örneğin eczane personelinin temiz beyaz önlük giyilmesi hususunda uyarılması, soğuk zincirde bekletilmesi gereken bazı ilaçların buzdolabında muhafaza edilmesi veya ilaçların miadının kontrol edilmesi gibi hususlarda eczacı, yardımcı personelini eğitmeli ve gerekli uyarıları yapmış olmalı, personelini gerektiği ölçülerde denetlemiş olmalıdır, örneğin eczacı, zaman zaman verilen ilaçların doğru muhafaza edilip edilmediğini, kırmızı veya yeşil reçete ile satılan ilaçların reçetesiz satılıp satılmadığını veya ilaçların son kullanma tarihinin kontrol edilip edilmediğini denetlemelidir. Bu nedenle eczacının sorumluluklarını bilerek, özen ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmesi oldukça önemlidir.
Eczaneye gelen ve ilaç, tezgah üstü olarak adlandırılan reçetesiz ilaçlar, dermo-kozmetik ürünler ve benzerlerini satın almak isteyen hasta ile eczacı arasındaki sözleşmenin bir satış sözleşmesi kurulmaktadır. Eczacının, bu satış ilişkisinden doğan edimini yerine getirmek üzere faydalandığı eczacı teknisyeni ise bu durumda yardımcı kişi konumundadır. Eczacı teknikerinin ilaç satış sözleşmesinin ifa anı veya sonrasında borca aykırı davranışlarının tümü, eczacının sorumluluğu kapsamındadır. Örneğin, eczacı teknikeri/teknisyeni/kalfasının, reçetede yazılan ilaçtan tamamen farklı veya yanlış ilaç vermesi, ilacın doğru verilip gereken dozda teslim edilmemesi (örneğin aynı ilacın 200 mg. yerine 1 g. dozajlı ilacı vermesi); ilaç kullanımının yanlış tarif edilmesi, hastanın rahatsızlığına (eczacı teknikerinin) kendince teşhis koyarak ilaç tavsiyesinde bulunup satması, hasta veya hekimin onayı alınmadan farklı doz veya muadil ilacın verilmesi durumunda hastanın bunu kullanarak zarar görmesi gibi eczacının TBK m. 116 anlamında yardımcı kişilerin eyleminden dolayı sorumluluğunu doğurmaktadır. Yardımcı kişilerin ilaç alışverişi esnasında hasta/hasta yakını/refakatçiye karşı bu alışveriş ile alakalı olarak sayılanlar ve benzeri şekillerde vereceği zararlar söz konusu olduğunda eczacının çalışanları üzerinde denetim ve özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat etse dahi Kanun gereği sorumluluktan kurtulamayacaktır. (TBK m. 116/3). Zarara uğrayan, maddi ve manevi zararını doğrudan eczacıdan tazmin etmektedir.
Zararın çalışanın kusuruyla ve bu halde hangi miktardaki kusuruyla gerçekleştiğinin kesin olarak tespiti halinde eczacı zararı çalışana rücu edebilmektedir.
İş Kanunu 25/II-ı bendi, işçinin işyerine veya üçüncü kişilere verdiği zarar sebebiyle (zarar tutarının 30 günlük ücretini aşması halinde) iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme hakkı tanımıştır. Ancak, işyerine verilen zarar bakımından mutlaka doğru tespit yapılmalı ve çalışanın savunması alınmalıdır.
İşveren sözleşmesini feshetmeyip sadece zararını karşılamak isteyebilir. Zira fesih alternatifi bir zorunluluk değildir. Hatta haklı nedenle fesih de zorunlu değildir, işveren haklı sebep oluşsa dahi işçiyi mağdur etmemek bakımından geçerli nedenle fesih de yapabilir.
Geçerli nedenle fesih yapacak olan işverene tavsiyemiz feshin ihbarlı yapılmasıdır. Zira işçinin bu süre içinde(ihbar süresi dört haftayı aşarsa pratik bir önemi olacaktır) işçinin feshin geçersizliğine karşı dava açıp açmadığını görmek mümkün olacaktır ve gerekir ise farklı alternatifleri düşünmek için süre kazanılmış olacaktır.
Uygulamada ve doktrinde kabul edilen ve Yargıtay içtihatlarında da yer alan uygulama işveren, işçinin verdiği zararı, yönetim hakkı çerçevesinde işçiye tazmin ettirebilir.
İşçinin verdiği zararın tazmini açısından; öncelikle işçinin verdiği zararın kesin olması gerekmektedir. Kesinleşmemiş, ortaya koyulmamış bir zararın tazmininin talep edilmesi yahut tazmin edilmesi çalışma barışını bozmakla birlikte zaten zayıf konumda olan işçinin durumunu daha da zorlaştıracaktır. Ayrıca, zarar işçinin kusurundan kaynaklanmalıdır. Üçüncü kişilerin kusurları, alet edevat hatası, mücbir sebepler vb. sonucu meydana gelen hasarlardan işçi sorumlu tutulmamalı ve tabii ki verdiği zararın tazmini yoluna gidilmemelidir.
İlaveten; zarar bir bilirkişi tarafından değerlendirilip (gerekirse işyeri dışından bir uzman; gerekli ise mühendis, mali müşavir vs) miktarı belirlenmelidir veya fatura ile ispat edilebilen bir kalem olmalıdır.
Tazminat sorumluluğu ile karşı karşıya kalmamak adına gözetim ve denetimindeki çalışanlara karşı dikkat ve özen yükümlülüğünü eksiksiz yerine getirmenin önemini bir kez daha hatırlatarak dikkat edilmesi gereken hususları başlıklar halinde toparlamak gerekir ise;
1. Çalışanın işyerine zarar vermiş olduğu yazılı olarak bir tutanak ile tespit edilmelidir.
2. Zarar miktarı teknik bilirkişi, uzman vb. kişilerce tespit ettirilmelidir. Burada teknik bilirkişiden kasıt, özellikle ispat açısından ilgili zarar ile ilgili bağlı olunan odaların bilirkişi olarak yaptığı çalışma neticesindeki raporlar ile mahkemelerce yaptırılan delil tespitleridir. İşyerinde yapılan tespitlerde ise tespitin objektif olmasına, piyasa fiyatlarına ve işletme içi fiyatlara uygun olmasına dikkat edilmelidir. Bu tespitler yapılmadan evvel hukuk müşavirinden görüş alınmasında fayda vardır.
3. Olayı görenler var ise ifadelerine başvurulmak suretiyle, zararın meydana gelmesinde çalışanın ihmali/kastı olup olmadığı konusunda teknik inceleme yapılmalıdır. (Bu çalışmanın da mümkün ise hukuk müşavirine danışarak yapılmasında fayda vardır.)
4. Çalışan savunmaya davet edilmelidir. Özellikle soruşturma neticesinde hizmet akdinin feshedilmesi ihtimali var ise, olayın ilgili birimlerce öğrenilmesini takiben 6 iş günü içerisinde idari soruşturmanın başlatılarak işçiden yazılı savunmasının alınmasına özen gösterilmelidir. ,
5. Çalışan savunma vermek istemez ise savunma vermekten imtina ettiğine dair tutanak düzenlenmeli, çalışanın bu durumunun ispatını yalnızca işverence düzenlenen tutanağa bırakmamak için ayrıca savunma evrakı posta yoluyla ya da noter yoluyla tebliğ edilerek savunması istenmelidir. Eğer işlemlerin sonucunca fesih prosedürü işletilecek ise bu yolun işletilmesi önemle tavsiye olunur.
6. Tespit edilen zarar çalışanın 30 günlük ücreti tutarını aşmıyor ise, tazminatlı-geçerli nedenli fesih yapılabilir. Veya alternatif olarak ihtar verilebilir.
7. Tespit edilen zarar çalışanın 30 günlük ücreti tutarını aşıyor ise, haklı-tazminatsız fesih gerçekleştirilebilir. Veya yine tazminatlı fesih yapılabilir. Veya diğer bir alternatif olarak ihtar verilebilir.
8. Tespit edilen zararın çalışanın 30 günlük ücret tutarını aşıp aşmayacağına bakılmaksızın İş Kanunun yine aynı maddesi uyarınca, eğer söz konusu ise işin güvenliğini tehlikeye düşürmesinden dolayı haklı –tazminatsız fesih gerçekleştirilebilir, alternatif olarak geçerli –tazminatlı fesih ya da ihtar verme yolu da seçilebilir.
9. Ayrıca verilen zarar miktarı işçinin ücret dışındaki hak edişlerinden veya işçi rıza gösterir ise ücretinden de mahsup edilir. Fesih yapılmış ise bu mahsup öncelikle feshe dayalı tazminatı ya da ödenmesi gereken mali haklarından ve hatta işçi muvafakat etmiş ise ücretinden yapılır. Bu mahsupta işçinin özellikle zarar miktarına ve mahsup işlemine muvafakati alınmalıdır. Alınmaz ise işçinin zarar tutarına ve mahsuba karşı dava açma hakkı doğar.
10. Yapılan mahsuplar neticesinde hala tahsil edilemeyen bir zarar var ise genel usullere göre işçiye karşı alacak davası açılır.
Devamını Görİşçinin İşyerine Verdiği Zararlarda Ne Yapılır?
Eczaneler hastalara ilaçların doğru kullanımını tarif eden, yönlendiren ve hatta ilacın kullanımını da takip etmesi gereken sağlık birimleridir.
Bunlarla birlikte, üretici firmaların hazırladığı müstahzar ilaçların yanında, majistral ilaç olarak da tabir edilen “yapma ilaçların” hekim reçetelerine göre hazırlanıp satıldığı yerlerdir.
Eczacıların gözetiminde eczanelerde çalışan “kalfa” veya “eczane teknikeri” gibi kişiler de hastalara ilaç temin etmekte, ilaç satışı yapmakta ve ilacın kullanım tarifi gibi konularda bilgi vermektedir. Hatta çoğu kez bu kişiler, eczacının olmadığı zamanlarda hastalara danışmalık da yapmaktadır. Yardımcı personel tarafından ilaçları hatalı veya farklı dozajda verilmesi ya da kırmızı/yeşil reçete ile satılması gereken ilaçların reçetesiz satılması veyahut hastaya ilacın kullanımı ile alakalı gerekli bilgilerin anlatılmaması(hastanın aydınlatılmamış olması), hasta mahremiyetinin korunmaması gibi durumlar ciddi zararların doğmasına neden olabilmektedir.
Eczacı tarafından çalışanın işyerine zarar verdiğinin tutanak ile tespit edildiğinin bildirimi ile prosedür başlar.
Uygulama Adımları:
1. Çalışanın işyerine zarar vermiş olduğu yazılı olarak bir tutanak ile tespit edilir. (Ref. Tutanak düzenleme prosedürü, İşyerini zarara uğratma olay tespit tutanağı)
2. Zarar miktarı teknik bilirkişi, uzman vb kişilerce tespit edilir. Burada teknik bilirkişiden kasıt, özellikle ispat açısından ilgili zarar ile ilgili bağlı olunan odaların bilirkişi olarak yaptığı çalışma neticesindeki raporlar ile mahkemelerce yaptırılan delil tespitleridir. İşyerinde yapılan tespitlerde ise tespitin objektif olmasına, piyasa fiyatlarına ve işletme içi fiyatlara uygun olmasına dikkat edilmelidir. Bu tespitler yapılmadan evvel hukuk müşavirinizden görüş alınmasında fayda vardır.
3. Olayı görenler var ise ifadelerine başvurulmak suretiyle, zararın meydana gelmesinde çalışanın ihmali/kastı olup olmadığı konusunda teknik inceleme yapılır. (Bu çalışmanın da mümkün ise hukuk müşavirinize danışarak yapılmasında fayda vardır.)
4. Çalışan savunmaya davet edilir. Özellikle soruşturma neticesinde hizmet akdinin feshedilmesi ihtimali var ise, olayın ilgili birimlerce öğrenilmesini takiben 6 iş günü içerisinde idari soruşturmanın başlatılarak işçiden yazılı savunmasının alınmasına özen gösterilmelidir. (Ref. Savunma Prosedürü)
5. Çalışan savunma vermek istemez ise savunma vermekten imtina ettiğine dair tutanak düzenlenir. Savunmadan imtina eden çalışanın bu durumunun ispatını yalnızca işverence düzenlenen tutanağa bırakmamak için ayrıca savunma evrakı posta yoluyla ya da noter yoluyla tebliğ edilerek savunması istenebilir. Eğer işlemlerin sonucunca fesih prosedürü işletilecek ise bu yolun işletilmesi önemle tavsiye olunur.
6. Çalışanın savunması/savunma yapmaması değerlendirilir.
7. Tespit edilen zarar çalışanın 30 günlük ücreti tutarını aşmıyor ise, İşveren-Geçerli Neden- Davranış ve Yetersizlik Nedeniyle Fesih Prosedürü işletilir/işletilebilir. Veya alternatif olarak ihtar verilebilir bu takdirde İhtar Prosedürü işletilir.
8. Tespit edilen zarar çalışanın 30 günlük ücreti tutarını aşıyor ise, İşveren- haklı neden- tazminat verilmesi gerekli olmayan haklı fesih prosedürü işletilir/işletilebilir. Veya yine tazminatlı fesih yapılarak İşveren-Geçerli Neden- Davranış ve Yetersizlik Nedeniyle Fesih Prosedürü işletilir/işletilebilir. Veya diğer bir alternatif olarak ihtar verilebilir bu takdirde İhtar Prosedürü işletilir.
9. Tespit edilen zararın çalışanın 30 günlük ücret tutarını aşıp aşmayacağına bakılmaksızın aynı madde uyarınca, eğer söz konusu ise işin güvenliğini tehlikeye düşürmesinden dolayı İşveren- Haklı Neden- Tazminat Verilmesi Gerekli Olmayan Haklı Fesih Prosedürü işletilir/işletilebilir.
10. Çalışanın işyerini zarara uğratması prosedür adımlarının tamamı feshe giden süreçte işletilmelidir. (Örnekler; İşyerini Zarara Uğratma Seti)
11. Ayrıca verilen zarar miktarı işçinin ücret dışındaki hak edişlerinden veya işçi rıza gösterir ise ücretinden de mahsup edilir. Fesih yapılmış ise bu mahsup öncelikle feshe dayalı tazminatı ya da ödenmesi gereken mali haklarından işçi muvafakat etmiş ise de ücretinden yapılır. Bu mahsupta işçinin özellikle zarar miktarına ve mahsup işlemine muvafakati alınmalıdır. Alınmaz ise işçinin zarar tutarına ve mahsuba karşı dava açma hakkı doğar.
12. Yapılan mahsuplar neticesinde hala tahsil edilemeyen bir zarar var ise genel usullere göre işçiye karşı alacak davası açılır.
İşçinin İşyerine Verdiği Zararlar Prosedürü
Mevzuat
2. Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmelik
İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı
Madde 25 - Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
I- Sağlık sebepleri:
a) İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması veya engelli hâle gelmesi durumunda, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi. (1)
b) İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda.
(a) alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74 üncü maddedeki sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle işine gidemediği süreler için ücret işlemez.
II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.
c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.(2)
e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.
g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.
III- Zorlayıcı sebepler:
İşçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması.
IV- İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması.
İşçi feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun olmadığı iddiası ile 18, 20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna başvurabilir.
Derhal fesih hakkını kullanma süresi
Madde 26 - 24 ve 25 inci maddelerde gösterilen ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan hallere dayanarak işçi veya işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi, iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl sonra kullanılamaz. Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması halinde bir yıllık süre uygulanmaz.
Bu haller sebebiyle işçi yahut işverenden iş sözleşmesini yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde feshedenlerin diğer taraftan tazminat hakları saklıdır.
2. Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmelik
Eczacının görev ve yetkileri
MADDE 6 – (1)
d) İlaç kullanımına bağlı sorunlar hakkında hastaları bilgilendirir ve çıkan sorunların bildiriminin yapılmasına ilişkin faaliyetleri yürütür.
Eczacının sorumlulukları
MADDE 7 – (1) Eczacının sorumlulukları aşağıda belirtilmiştir.
a) Hastanın ilaçlarını, ilaçların uygulanmasında kullanılan araçları ve tıbbi cihaz ve malzemeleri güvenli ve etkin bir şekilde kullanabilmesine yardımcı olur, bunlar hakkında yeterli bilgi ve kavrayışa sahip olmasını sağlar.
b) Tıbbi ürünlerin güvenli şekilde kullanımlarının sağlanması için advers etkilerin sistematik bir şekilde izlenmesi, bu hususta bilgi toplanması, kayıt altına alınması, değerlendirilmesi, arşivlenmesi, taraflar arasında irtibat kurulması ve beşeri tıbbi ürünlerin yol açabileceği zararın en alt düzeye indirilmesi için gerekli tedbirlerin alınması hususlarında farmakovijilans çalışmalarının yürütülmesinde mevzuatın yüklediği görevleri yerine getirir.
c) İlaç sunumunun hatasız, reçete edilme amacına uygun, hastanın gereksinimleri ile uyumlu ve güvenli olmasını sağlar.
ç) Reçeteye tâbi olmayan ilaçların ve sağlığa ilişkin tüm ürünlerin hastanın gereksinimlerine uygun, güvenli ve akılcı bir şekilde tedarikini sağlar ve bu konuda danışmanlık hizmeti verir.
d) İlaçların kullanımı, saklanması ve imhası ile ilgili potansiyel zararlılık risklerine karşı hasta, toplum ve çevre bilinci oluşturulmasını sağlar ve sorunların çözümünde aktif görev alır.
e) İlgili mevzuat çerçevesinde geçerli mesleki ve etik davranışları sergiler. Hastanın veya faydalanıcının özel yaşam ve mahremiyetini korur. Akılcı ilaç kullanımını sağlayarak bireyin sağlıklı olma hâlini ve yaşam kalitesini arttırmaya çalışır.
f) Olağanüstü hâl veya kriz dönemlerinde her türlü ilaç tedarik süreçlerinde etkin rol alır ve kamu kurum ve kuruluşlarına yardımcı olur.
g) Sahip ve mesul müdürü olduğu eczanedeki, eczane çalışanları ve eczacılık fakültesi stajyerlerinin görev dağılımlarını gerçekleştirir, çalışmalarını denetler ve koordine eder.